Emek mi ? Güven mi? Yoksa...
EMEK Mİ GÜVEN Mİ YOKSA…..
Bazı kelimelerin manasının, hayatımızın her alanında vücut bulmasını istediğimizi hiç fark ettiniz mi? Örneğin, EMEK kelimesi. Her birey yaşadığı evde aile bireylerinden farklı konularda bir emek bekler. Bir anne ve baba çocuklarından hayatının ilerleyen süreçlerinde daha konforlu bir alana sahip olabilmesi adına okul hayatına emek sarf etmesini, çocuklar ise ebeveynlerinden kendilerine olan sevgiyi göstermesi adına bir emek sarf etmesini bekler.
Bazen fark etmesekte, karşılıklı ilişkilerin en vazgeçilmezi olan ve vücut bulması beklenen kelimede GÜVEN' dir. Hayatımızda olan kişilere güvenmek isteriz. Güven kelimesinin önemine net değinen; " Söz vermeyin. Güven verin ki; söz vermenize gerek kalmasın." cümlesinden de anlaşılabileceği üzerine, güven kelimesi vücut bulduğu yerde başka kelimeye pek ihtiyaç duyulmaz.
Her firma, faaliyet gösterdiği alan bazında farklılık gösterse de hepsinin bünyesinde yer alan bir birim ortak bir amaç için yer alır. Bu birim, İş Sağlığı ve Güvenliği olarak bilinir. hedefi işverenlerin ve çalışanların sağlıklarını ve güvenliklerini, sağlayan en uygun koşulların belirlenmesini ve belirlenen kuralların da en doğru şekilde uygulanmasını sağlanmaktır. Peki bu birimin içerisinde geçen bir kelimenin 2 farklı alana da çağrışım yaparak vücut bulduğunu kaçınız okurken fark edebildi? Bu kelime Güvenlik kelimesidir. Çünkü, objektif bakacak olursak çalışanları olası kusurlu hallerden korumak adına odaklanılan Güvenlik için kişinin güven kelimesinin vücut halini almış olması beklenir.
İş kazalarına baktığımızda genel olarak, özgüveninin yarattığı zaafla kişinin kendini ve yakın alanda çalışanları güvene almamasının kaynaklandığını görürüz. Üstelik bu durum kazazedenin sadece kendini değil, .alıştığı alandaki diğer çalışma arkadaşlarını da etkileyeceği apaçıktır. Yani zincirleme etkileşim denilen kavram iş güvenliğinde de karşınıza çıkıvermektedir. Çalışan kişiler, ortak çalışma arkadaşına ya da aynı fabrikada, aynı çalışma sahasında çalışan ekip arkadaşına güvenebilmeli ki, çalışma sırasında kendini güvende hissettiği için daha etkin ve hatasız çalışabilmeli.
Örneğin, bir tesiste çalışan bir forklift operatörü, çalışma sahası içerisindeki makina sesinden kaynaklı kullandığı aracın sesinin duyulmadığının farkında olmalı ve kullandığı aracın sinyallerinin çalışıp çalışmadığını sık sık kontrol etmeli, sadece kendine ait rotası üzerinde ilerlerken ilgili kontrollerini her seferinde tam ve eksiksiz yapabilmelidir. Saha içerisinde çalışan arkadaşları da onun dikkatli oluşuna olan güvenleri ile araç rotası dışında rahat ve etkin çalışabilmelidir. Aynı şekilde diğer çalışanlarımız da olası bir kazaya sebebiyet vermemek adına forklift yolu üzerinde bir noktada bulunmayacağı güvenini vererek çalışan forklift operatörünün tedirginliğine mahal vermemelidir. Yani, tüm çalışanlar güvenliğini tam almalı ve güvenliğini alma konusunda güven duyulan kişi olmayı hedeflemelidir. Okurken bile göz önüne gelen sahnelerle ne stresler yaşadınız değil mi? Sırf bu yüzden, bu stresi kabus olarak yaşamamak adına İş Güvenliğini karşılıklı GÜVEN ile nakşedelim ki, mesai sonrası kocaman gülümseyebilelim.
Kalemine sağlık Ali Şadan. En önemlisi de, çalışanların İş Güvenliği Uzmanına güvenmesi. Güvenirlerse; dinliyorlar, inanıyorlar ve uyguluyorlar.
Asiri ozguven sorunu is kazalarinin temelini olusturuyor. Sadece kendimizden sorumlu degiliz.