© Nasıl Haber 2018- 2024

Bigalı ”Yaşayan İnsan Hazinesi” pehlivanlar için 66 yıldır kispet dikiyor

İrfan Şahin: ”Çırak yetiştirmeye devam ediyorum. Samsun, Denizli, Antalya, Edirne’de çıraklarım var” ”Bugüne kadar 1516 bin kispet dikmişim”

ÇANAKKALE (AA) BURAK AKAY Türkiye'nin "Yaşayan İnsan Hazineleri" arasında yer alan, unutulmaya yüz tutmuş meslek temsilcilerinden 79 yaşındaki Bigalı kispet ustası İrfan Şahin, 66 yıldır pehlivanlara kispet dikiyor.

Saraç ustasının yanında 13 yaşında çırak olarak mesleğe adım atan Şahin, Çanakkale'nin Biga ilçesinde duvarları pehlivan fotoğraflarıyla süslü tek odalı atölyesinde kispet üretiyor.

Mesleğini senelerdir tek başına sürdüren Şahin'in ustalıkla işlediği kispetler, bugüne kadar çok sayıda pehlivan tarafından er meydanında kullanıldı.

Yetiştirdiği çıraklar sayesinde mesleğinin unutulmamasına da katkı sağlayan Şahin, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) somut olmayan kültür mirası çalışmaları kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce 2010 yılında "Yaşayan İnsan Hazinesi" seçildi.

"26 yaşındaydım, Türkiye'de kispet ustası olarak tek kaldım"

Kispet ustası İrfan Şahin, AA muhabirine, ata sporu yağlı güreşin kispet olmadan yapılamayacağını söyledi.

Pehlivanların kispet giyip önce Allah'a, sonra yüreğine güvenerek er meydanına çıktığını belirten Şahin, şunları kaydetti:

"Biga'nın Eğridere köyünde doğdum. 2. Dünya Savaşı'ndan çıkmışız, fakirlik, yoksulluk var. İçimde okuma isteği vardı. Maalesef okuyacak durumumuz yoktu. 13 yaşındayken babama 'Beni bir sanata verir misin?' dedim. Babam, 'Ustalarla görüşeyim' dedi. Biga'da 78 saraç vardı. Saraçlık demek hayvanlara koşum, yular, eğer yaparlar. Saraç Mustafa Turabi usta o zaman Biga'nın en iyi saraçlarından. Ustanın yanına gittim. 'Bismillah' dedik başladık, 66 seneden beri aynı mesleğin içindeyim."

Şahin, çıraklık ve kalfalık dönemlerinin ardından askere gittiğini, döndüğünde ustasının yanında çalışmaya devam ettiğini dile getirdi.

Ustasının 1967'de hayatını kaybettiğini anlatan Şahin, "İstanbul'da ustamdan çok daha ünlü bir Hidayet usta vardı. 3 ay sonra da o vefat etti. Ben o sırada 26 yaşındaydım, Türkiye'de kispet ustası olarak tek kaldım. O zamanın bütün ünlü pehlivanları bana geldi, 'Aman ustam bizi yalnız bırakma. Bu yiğit pehlivanları yeşil çayırlarda öksüz bırakma' dediler. Allah bana yardım etti, bütün ünlü pehlivanları 1968 senesinden itibaren kispetsiz bırakmadım." diye konuştu.

Teknolojinin gelişmesi kispet yapımının süresini de kısalttı

İrfan Şahin, mesleği uzun yıllar tek başına sürdürdüğünü, sonrasında birçok çırak yetiştirdiğini anlattı.

Kispet üretim ve tamir işini öğrettiği çıraklarıyla halen görüştüğünü anlatan Şahin, "Çırak yetiştirmeye devam ediyorum. Samsun, Denizli, Antalya, Edirne'de çıraklarım var." dedi.

Belediyelerin yağlı güreş müsabakalarına katkı sağlayıp sponsor oldukları pehlivanların kispetlerini yaptırdıklarına işaret eden Şahin, 50 yıl önce bugünkü sistemler olmadığı için kispetlerin el emeğiyle dikildiğini ifade etti.

Şu anda üretimde büyük makineler kullanıldığına değinen Şahin, şunları kaydetti:

"Biz bir hesap yaptık. Bugüne kadar el ile 1516 bin kispet dikmişim. O zamanlar nüfusumuz azdı. El emeği ile bir pehlivana 2,53 günde kispet yağlayıp teslim ediyordum. Şu anda benim çıraklarım günde 5 kispet yapıyor. Nasıl yapıyorlar? Benim 3 saatte yaptığım bir işi onlar 9 dakikada yapıyorlar. Tamamen el emeğiyle yapılan kispetleri onlar otomatik makinelerle yapıyorlar."


İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER